23 Aralık 2010 Perşembe

BİR GÜNLÜK JİMLASTİK

Uzun zamandır jimlastik kursuna yazdırmak için zaman kollarken en sonunda şükran, tuna ile birlikte gittik. Gittik ama enes ve tunayı ikna etmek ne mümkün enes öğretmeni ile tanışmaya gittiğimizde hemen ağlamaya başladı. evde yapamak isteyip de yapamadıkları herşey vardı.Mekan olarak çok uygun olmasına rağmen ikiside inatlaştı. indiremedik. bütün çocuklar eğlenirken bizimkiler öylece onlara baktı. Artık babamız enesi aldı kendi eliyle götürdü de biraz tedirginliği gitti. Ama anlamıyorum içleri gidiyor ama inmediler.

Burda tunayı ikna etmeye çalışan bir bayan


bu seferde aşırı koşmaktan kan ter içinde kaldı enes bey. İçeriye girmesi bir dert dışarıya çıkartmak başka bir dert. lokman öğretmeni ile tanıştırdı. iyi bir çocuğa benziyordu. Sakin yapılıydı. Bizimkiler sert öğretmenlerden hiç hoşlanmazlar zaten çekiniyorlar birde öğretmen sitresi.....
Tüm öğretmenleri incelemeye almıştım. Çocuklara karşı tutumu ses tonu bunlar hepsi önemliydi bizimkiler ''bisküvi'' bebeleri oldukları için, sonunda en sakin yapılı öğretmen bulduk ama bizimki jimlastiğe gitmek istemiyor. Nasıl ikna edeceğim bilmiyorum. hem kasların gelişimi için hem ankara gibi bir yerde kışın hafta sonu çocuklar için idealdi ama maleseff ikna edemiyorum.



arkadaki singer küplerin içinden hiç çıkmadı. Atladı hopladı amaaa gitmek istemiyor...........




30 Ağustos 2010 Pazartesi

SİPERLERİN ORJİNAL HALİ

Bizim ecdadımız öyle merhametli ki burdada görüldüğü gibi anıtı dikilmiş. Ama karşı taraf öyle hain öyle hain ki kısa bir örnek;
Yaralıların tedavi edildiği yerde malzeme sıkıntısı çekildiği için karşı taraf güya iyi niyetli malzeme teklifi etmiş.bizimkiler de kabul etmişler.Ambulansla tıbbi malzeme getiren araçtan makinalı tüfeklerle revirdeki kim varsa hepsini taramışlar.böyle merhametsizlermiş. Korkuları revirdeki iyileşen ecdadımız tekrar cepheye gidip savaşmalırın korktukları için hepsini öldürmüşler.
Siperlerin insan vücudundaki damarlar gibi olduğunu sonu olmadığını söylemişti.

Burda şehit olan ecdadımız gibi sende vatanınasahip çıkan bir evlat olursun inşallah.











ŞEHİTLLİK

Resmi şehitlik olarak bilinen resmi törenlerin yapıldığı anıtın olduğu yere geldik.
küçük ombaşı ne güzelde yakıştı şapkası.








Kitabenin ordayız. Mehmet Akif Ersoy'un söylediği gibi bastığın topraklara toprak deyip geçme tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.....
Bu sözü aklımdan hiç çıkmadı.ben orda gezmeye tedirgin oldum.




TARİH YAZAN SEYİT ALİ ÇAVUŞ

Özel müze olan bir yerdeyiz. Ama inanılmaz şeyler vardı. O misket bombaları, o mermiler insan ürperiyor. Hala yağmur yağdığında dağlardan toprakların kaymasıyla bir çok kemik çıkmakta olduğu söyleniyor. Hiç yaşanmamış gibi değilmi..... Ama ne canlar gitmiş.....

Ne yiğitler doğurmuş analar....
Destan yazan 276 kiloluk bombayı sırtına alan Seyit Ali Çavuşun köyüne gelmiştik. İşte iman gücü. Rabbim isterse neler oluyor değilmi. Bizler her zamanki gibi vefasızmışız.Şu ecdadımızı bile yoksulukla hastalıklarla boğuşarak vefat etmesi vefazlık değilmi. Ruhu şad olsun .Allah mekanını cennet eylesin.





NAMAZGAH

Duygu yoğunlu içinde gezimiz devam etti. İnsan geçmişi çok çabuk unutuyor. Ama oraları sık sık gitmek lazım ki ecdadımız ne sıkıntılar içinde vatan kurtarmak için mücadele vermiş
Burası namazgah. Ecdadımız o savaş halinde bile namazlarını aksatmadan kılmışlar. Bizler şu zaman içinde onların sayesinde rahat yaşarken bile çok çabuk dünyalığa takılarak aksatabiliyoruz.


Karargahlar.

İşte tüm dünyanın iç çektiği ama elde edemeği Çanakkale Boğazı.



ÇANAKKALE GEZİMİZ

Altınolukta kaldığımız otelin Çanakkale turu vardı Hümeyra, eşi Aydın bey hepbirlikte Çanakkale turu yaptık iyiki yaptık çok güzel geçti.


Çok hoşuna gitti vapur gezisi Enes beyimizin. Bir İstanbul'da binmişti ona yalnışlıkla 3 veya 4 saatlik boğaz gezisine binmiştik de bitmek bilmemişti boğa turu. Allahtan boğazı geçmemiz o kadar sürmedi.











ALTINOLUKTA BİR HAFTA

Tatil için gittiğimiz Altınolukta ilk bir kaç gün neşeyle geçti. suyun içinden çıkmadı enes bey.
babasıyla su içinde güreş.

Şeftalilere başladık çünkü hafif isalimiz Ankara'ya dönmeye yakın bir arttı. Buna kusmada eklenince doğru sağlık ocağına Altınolukta hastane ne gezsin en yakın hastane Edremit'te. Oğlum yavrum benim perişan oldu ishalden poposu bile pişik oldu. serum takılmak zorunda kaldı. çocuk artık hiç bi şey yiyemiyor olanıda çıkarıyordu. kucağımda artık baygınlık geçirdi yavrum benim. serum takılması iyi oldu takılıren biraz sıkıntılı oldu ama gözlerini biraz açtı. renk gelmeye başlamıştı yüzüne. Ankara'ya doğru yola çıktığımızda belki 10 defa yine wc gittik. Altına bez baldım artık. Eve geldiğimizde hemen tahliler için hastaneye gittik şükürler olsun rotadan korkuldu ama değilmiş. Mikrobik bir şey olduğu söylendi. Bir haftadan fazla süre patates , muz ve kabuğu soyulmuş elma yedi. Kahvaltıda çok zorluk çektik çikolatalı ekmek istiyo, süt istiyor veremiyordum. Ah peynir yemiş olsa kahvaltı sorunumuz kalmayacaktı. Resmen pepriz yaptı. Canı bir şeyler yemek istiyor annecim ishalsin yiyemezsin dediğimde ikna oluyordu ama yiyemesi hem beni hem de kendisi çok üzülüyordu. iyileşince hepsini yiyecem anne demi diyerek kendini teselli ediyordu yavrum benim. çok zormuş ishal .....


caillou deniz kenarında ne yaptıysa bizim kiside aynısını tekrar etti.
bu arada tuzlu suları yutan beyimiz içindekileri de çıkarmış oldu. ağzını kapamayı geç de olsa öğrendi.




BİRİNCİ DERSİMİZ YÜZME

Bu tatili boşa geçirmeyerek yüzme dersi alması için kursa yazdırmıştık ancak kapalı yüzme havuz olması ve havuzun içinde sıra beklemesi ,üşümesi enesi bayağ sıkıntıya soktu. Valla ben bile dayanamazdım. havuzdan çıkmak istiyo çıkamıyo. kollarıyla destek almaya çalışsada sudan çıkamadı ve başladı ağlamaya. kabusa dönüşen yüzme dersi benim viking fikrimle yüzme dersi bizim sitenin havuzunda davem etti. öyle iyi oldu ki hem bizim gözümüzün önünde hem birebir alması daha çabuk öğrenmesine neden olacak.

bakarmısınız birinci derste neler öğrendi.




Bu arada yüzme hocamız Türkiye Uluslar arası yüzme birincisi Umut soyadını bilmiyorum.
Birebir ders alınca enes öğretmenine alıştı umut abiside enesin suyundan giderek daha rahat yüzme öğrenmesine yardımcı oldu. Su da tek başına kalan ve sırt üstü bile duran enescik bize gösteri yapıyor artık. İnş seneye daha iyi öğrenirde Asya termalde kadanlar yüzme havuzuna girmekten kovulmaktan kurtuluruz. atık babamıza enes öğretir yüzmeyi.


ENESİN KUZENİ OLDU



bir hafta sonra ismi kondu
sonunda oy birliği ile Bebeğimizin adı İBRAHİM UTKU oldu.


Enes doğduğunda halilde enesin yaşındaydı. aynı böyle bir fotoları var ama neriye kaydettim bulamıyorum.



ASKER OLDU BENİM OĞLUM

Sağdan ortadaki enes oğluşum. herkesi coşturan bir gösteri oldu. Enesin taklası bir harikaydı. diğerleri de ya yerde süründü yade yine takla aşarak duygulu bir gösteri yaparak herkesten büyük aykış aldılar.

Enes'in sınıfındaki arkadaşları değil ama beş yaş grubunun girişi böyle oldu çok güzeldi.
Yine beş yaş grubundan


Enes'in blue çiçek sahnesinden bir an ki duraksamasını yakalamışım.



Enes'in sınıfı ama enes yok.




YILSONU GÖSTERİSİ

Blue çiçek olan enescik çok heyecanlıydı. (bende tabi )
ingilizce olarak çağrılan renk renk çiçekler teker teker çağrılarak ayağa kalkıyor

beyaz gömlekli olan inek rolündeki kızımız ayşe naz, tüm çiçekleri çağırdıktan sonra sonunda yemege çalışıyor. tabi bizimkiler böyle bu durumu gerçekçi bir şekilde oynadılar . nasıl kaçıyorlar inekten görmeliydiniz.


sırasının gelmesini bekliyor.